Selçuk DOĞAN
Ankara’da doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Ankara’da tamamladı. Gazi Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği Bölümünü bitirdi. Yüksek lisansını Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminde kullanılan zenginleştirilmiş kitaplar üzerine tamamladı. 2011-2021 yılları arasında Yunus Emre Enstitüsünde materyal geliştirme, proje koordinatörü ve strateji geliştirme uzmanı olarak çalıştı. Enstitünün faaliyet gösterdiği Romanya, Gürcistan ve Afganistan başta olmak üzere çeşitli sürelerle 20’ye yakın ülkede görev yaptı. 2021 yılında Yozgat Bozok Üniversitesi Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde öğretim görevlisi ve müdür yardımcısı olarak görev başladı. Çeşitli programlarda “Teknoloji Tabanlı Dil Öğretimi” seminerleri veren Doğan, evli ve 2 çocuk babasıdır.
Afgan Mülteciler 3 Ayda Türkçe Öğrendi
Ülkelerinden kaçarak Sivas'a gelen Afgan mülteciler, 3 aylık kursun ardından Türkçe öğrendi.
Ülkelerinden kaçarak Sivas'a gelen Afgan mülteciler, 3 aylık kursun ardından Türkçe öğrendi. Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü ve Anadolu Turizm Meslek Lisesi'nin birlikte düzenlediği kurs sonrası 60 Afgan kadın Türkçe öğrenerek belge almaya hak kazandı.
Afgan bayanların Türkçe öğrenmeleri nedeniyle Halk Eğitim Merkezi'nde tören düzenledi. Kursiyerlerden Rababeh Gharbanzadeh, törende yaptığı açılış konuşmasında, çeşitli sebeplerin kendilerini vatanlarından uzaklaştırdığını belirtti. Sevdiklerinden ve vatanlarından ayrı kaldıklarını kaydeden Gharbanzadeh, bu ayrılığın çok zor olduğundan bahsetti.
"KOMŞULARIMIZLA ARTIK KONUŞABİLİYORUZ"
Yaklaşık bir yıldır Sivas'ta olduklarını, Sivas halkının kendilerine çok yardım ettiğini kaydeden Afgan kursiyer, şöyle devam etti: "Bizlere hep kucak açtı. Yardımlarını esirgemeyen sayın valimize ve Sivashalkına çok teşekkür ederiz. Bizim en çok Türkçe okumaya ve yazmaya ihtiyacımız vardı. Komşularımızla olan ilişkilerimizde, çarşı ve pazarda zorlanıyorduk. Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü bizlere kurs açtı. Kurs açılınca çok sevindik. Severek ve isteyerek bu kursa katıldık. Üç ay içerisinde okumayı ve yazmayı öğrendik. Şimdi kendimize daha çok güveniyoruz. Komşularımızla konuşabiliyoruz. Hastanede, çarşıda ve pazarda sıkıntı yaşamıyoruz."
Kurs öğretmeni Yücel Deveci ise Halk Eğitim Merkezi'nden Afgan mülteciler için bize görev verildiğinde hemen kabul ettiğini belirtti. Deveci, Tamamı kadınlar ve kızlardan oluşan kursiyerlerin ilk günlerde konuşmaktan çekindiğini aktardı.
Halk Eğitim Merkezi Müdürü Nihat Mazlum da bugüne kadar 380 kurs açtıklarını dile hatırlattı. Mazlum, "Bunlardan 30 tanesi okuma-yazma, diğerleri mesleki teknik ve genel kurslardan oluşmaktadır. Vatandaşların talepleri doğrultusunda bu tür kursları açmaya devam ediyoruz." dedi.
- Zübeyir Kemelek ise Afganistan'dan gelip burada mülteci statüsünde barınan 60 kişinin Türkçe okuma-yazma öğrendiklerini hep birlikte gördüklerine işaret ederek, "Mülteci olarak buraya gelen kardeşlerimizin üçüncü bir dünya ülkesine gitmesi için uzunca bir süre gerekiyor. Burada kaldıkları süre içinde Türkçeyi öğrenmeleri halinde buradaki hayatları daha da kolaylaşacak. Okumayı yazma en azından nereye giderse gitsin lazım olacak. Görüyorum ki zekiler, 60 bayan Türkçe okuma-yazmayı öğrenmişler. Kendilerini tebrik ediyorum bu seviyede Türkçe konuştukları için." şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Türkçe öğrenen kursiyerlere belgeleri Vali Kemelek ve eşi Zehra Kemelektarafından verildi. Türkçe öğrenen Afganlılara geçici kimlik belgesi de verileceği öğrenildi.
Bu arada programın sunuculuğu da bir Afgan kursiyer üstlendi.
Yabancılara Türkçe Öğretiminde Dil İhtiyaç Analizi: Bosna-Hersek Örneği
ÖZET
Bu araştırmada, Saraybosna Yunus Emre Türk Kültür Merkezi’nde Türkçe öğrenen Bosna-Hersekli kursiyerlerin Türkçe kurslarına ilişkin dil öğrenme ihtiyaçları belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırmanın temel amacı, yabancılara Türkçe öğretiminde öğrenir ihtiyaçlarının belirlenmesi; bu ihtiyaçların yaş, cinsiyet, eğitim gibi değişkenler karşısında farklılık gösterip göstermediğinin tespit edilmesidir.
Araştırma, Saraybosna Yunus Emre Türk Kültür Merkezi bünyesinde düzenlenen Türkçe kurslarında yapılmıştır. Çalışmada veri toplamak için Iwai ve diğerlerinin (1998) Japanese language needs analysis isimli çalışmalarında kullandıkları anketten Türkçeye uyarlanan ve iki bölümden oluşan anket kullanılmıştır. Ankete son Şekli verilmeden önce Foynitsa Yunus Emre Türk Kültür Merkezinde Türkçe öğrenen 17 kursiyer ile pilot uygulama yapılmış, tez danışmanı ve uzmanların görüşleri alınarak anket yeniden düzenlenmiştir.
Araştırmanın evreni; Bosna-Hersek‟teki 2 merkez ve 286 kursiyer olarak belirlenmiş, örneklem olarak 2 merkezden Saraybosna‟ya ve 286 kursiyerden 168‟ine ulaşılmıştır. Uygulama sonunda anket verileri Türkçeye çevrilmiş, daha sonra bilgisayar ortamına aktarılmıştır. Toplanan verilerin analizinde SPSS 21 (Statistic Package For Social Science) programı kullanılmıştır. Verilerin analizinde yüzde, aritmetik ortalama, t-testi ve varyans analizi için f testi kullanılmıştır.
İhtiyaç analizi ölçeğine göre Saraybosna YETKM‟de Türkçe öğrenen kursiyerlerin dil öğrenme ihtiyaçları “ticaret yapma, eğitim ve iş imkânı, bireysel ilgi ve ihtiyaçlar ile sınıf içi iletişim kurma” olmak üzere dört alt boyutta kendini göstermiştir. Özellikle Ticaret yapma ihtiyacı kursiyerlerde ön plana çıkmaktadır. Bireysel İlgi ve İhtiyaçlar boyutunda Bosna-Hersek‟teki erkeklerin Türkçe Öğrenme İhtiyacının kadınlara görevi daha fazla olduğu, kursiyerlerin yaşları arttıkça Eğitim ve İş İmkânı için Türkçe öğrenme ihtiyaçlarının önem kazandığı; buna karşılık kursiyerlerin Türkçe öğrenme ihtiyaçları ile eğitim düzeyleri arasında anlamlı bir farkın olmadığı tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Yabancılara Türkçe Öğretimi, Dil İhtiyaç Analizi, Bosna-Hersek, Yunus Emre Türk Kültür Merkezi.
Dosyayı indirmek için aşağıdaki pencerenin herhangi bir yerine tıklayıp klavyeden CTRL+S tuşlarına basınız.
Yabancılara Türkçe Öğretimi
ÖZ
Ülkemizde yabancılara Türkçenin öğretimi konusuna yeterince önem verilmemiştir. Oysa gelişmiş ülkeler, Goethe İnstitut, British Conuncil ve Aliance Française gibi güçlü kuruluşlar kurarak ve bu uğurda milyon dolarlar harcayarak kendi dillerini yabancılara öğretmektedirler. Bu ülkeler bilmektedir ki; bir dilin başka dilleri konuşan kişilere öğretilmesi aynı zamanda öğretilen dile ait kültürel değerlerin de öğretilmesi anlamına gelmektedir.
Ülkemizde İslamiyetin kabulüyle Arapça öğrenmeye başlayan insanımız, Tanzimat Fermanı'ndan sonra Fransızca, günümüzde ise İngilizce öğrenme sevdasına kapılırken kendi eşsiz güzellikteki dilini yabancı dil olarak öğretmek için çalışma yapmamışır. Bu gecikmiş çalışma ancak 1984 yılında Ankara Üniversitene bağlı olarak kurulan Türkçe Öğretim Merkezinin (TÖMER) kurulmasıyla başlar. TÖMER'de uygulanan yöntem ve teknikler "Yabancılara Türkçenin Öğretimi" konusunu içeren bu çalışmaya kaynak teşkil edecektir.
Çalışma sırasında engin bilgilerinden yaralandığım değerli hocalarım Doç. Dr. Metin KARAÖRS ve Prof. Dr. Tuncer GÜLENSOY'a şükranlarımı sunarım.
Kayseri, Kasım 1999 - Oktay DURUKAN
Dosyayı indirmek için aşağıdaki pencerenin herhangi bir yerine tıklayıp klavyeden CTRL+S tuşlarına basınız.
Yabancı Dil Olarak Türkçe Derslerinde Kültürlerarası İletişim Yetisi Kazandırma Amaçlı Karikatür Kullanımı
ÖZ
“Yabancı Dil Olarak Türkçe Sınıflarında Kültürlerarası İletişim Yetisi Kazandırma Amaçlı Karikatür Kullanımı” adlı bu tez çalışmasının amacı, kültürlerarası iletişim yetisinin yabancı dil öğretimindeki öneminden ve karikatürün eğitsel faydalarından yola çıkarak, yabancı dil olarak Türkçe öğrencilerine kültürlerarası iletişim yetisi kazandırmak amacıyla karikatür odaklı ders materyali önermektir. Tezin son bölümünde önerilen destekleyici ders materyali, öğrencilerin hedef kültürü tanımasına, kendi kültürlerine ve etkileşimde bulundukları ya da bulunacakları kültürlere farklı açılardan bakabilmelerine, kültürel farkındalık sahibi olmalarına yardımcı olacak etkinlikler içermektedir.
Dosyayı indirmek için aşağıdaki pencerenin herhangi bir yerine tıklayıp klavyeden CTRL+S tuşlarına basınız.
Türkçenin Yabancılara Öğretiminde Ulaçların Düzeylere Göre İncelenmesi
ÖNSÖZ
Ülkemizde yabancı dil öğrenmek denilince genellikle yabancı ülkelerin insanlarının dillerini öğrenmeyi anlarız. Oysa pek çok yabancı da Türkçeyi çeşitli amaçlarla öğrenmekte. Kaşgarlı Mahmut tarafından XI. yüzyılda Araplara Türkçe öğretmek amacıyla yazılmış olan Divaan-ı Lugaatit Türk’ten bu yana yabancılara Türkçe öğretmeyi hedefleyen bir çok çalışma yapıldı. Sadece biz yabancı dilleri öğrenmeye çalışmıyoruz. Yabancılar da Türkçeyi öğrenmeye çalışıyor. Türkiye
Türkçesi yeryüzünde yaklaşık 100 milyon kişi tarafından konuşulmakta. Bu yönüyle Türkçe; Çince, İngilizce, İspanyolca, Rusça, Fransızca, Portekizce gibi dillerden sonra dünyada en çok konuşulan dillerden biridir. Türkçenin öğretimi pek çok açıdan önem taşımaktadır. Özellikle büyük bir tarihi ve kültürel mirasa sahip olması ve stratejik ve jeopolitik durumu sebebiyle Doğu kültürüyle Batı kültürü arasında bir geçiş noktası olan Türkiye’nin uluslararası alanda tanınması ve savunduğu tezleri daha iyi anlatması için Türkçenin yabancılara öğretimi daha da önem kazanmaktadır. Türkiye’nin dünyayla entegrasyonu, Türk insanının dünya dillerini öğrenmesi kadar yabancıların da Türk dilini öğrenmesiyle sağlanacaktır. Yakın bir gelecekte Avrupa Birliği üyesi olmaya hazırlanan Türkiye için Türkçenin yabancılara öğretiminin bir devlet politikası olarak benimsenmesi büyük önem taşımaktadır.Bu tez çalışması, 14 yılı aşkın süredir çalışmakta olduğum Ankara Üniversitesi TÖMER Türkçe ve Yabancı Dil Araştırma Uygulama ve Dil Öğretim Merkezi’nde yabancılara Türkçe öğretirken edindiğim tecrübeler sonucunda, hem bu konuda çalışanlara ışık tutabilmek, hem de yabancılara Türkçe öğretimi alanında ulaçlar konusunda yapılmış çalışmaların sınırlı sayıda olması nedeniyle bu alana bir katkıda bulunabilmek amacıyla hazırlanmıştır.
TÖMER’de çalıştığım süre içinde bilimsel çalışmalara büyük destek veren Merkez Müdürü Sayın Doç. Dr. Engin Uzun’a, tecrübelerini ve bilgisini benimle paylaşarak beni onurlandıran Merkez Müdür Yardımcısı Sayın Dr. Hadi Benhür’e ve bu süre içinde her konuda büyük bir destek ve yardımını gördüğüm İstanbul Şubesi Türkçe Bölümü Başkanı Sayın Neslihan Baltacıoğlu’na teşekkür ederim.
Uzun yıllar boyunca beraber çalıştığım arkadaşlarım, gerek kurum içinde yaptığımız seminerlerle gerekse ders aralarında yaptığımız görüş alış verişlerini içeren sohbetlerle bu tezin biçimlenmesine çok büyük katkıda bulunmuşlardır. Hepsine teşekkür borçluyum.
Evde sürdürdüğüm çalışmalarımda bana destek olan değerli eşim Mehmet Koşucu’ya; sabırla çalışmalarımın bitmesini bekleyen, destek ve yardımlarıyla katkıda bulunan çocuklarım Melih ve Oğuzhan’a teşekkür ederim.
Bu tezi, hazırlamama ve benim bu günlere gelmeme büyük katkısı olan sevgili babam Osman Yücel’e şükranlarımı sunarken; bu tezin bitme aşamasına yakın bir zamanda, ne yazık ki bittiğini göremeden 10 Ağustos 2006 tarihinde aramızdan ayrılan değerli annem Zehra Yücel’in anısına adıyorum. İhtiyacım olduğu her an yardımıma koşan ablam Ayşenur Kahya’ya, tezimi hazırlarken teknik desteğiyle katkıda bulanan sevgili yeğenim Rezzan Kahya’ya, değerli fikirleriyle ve İngilizce konusunda katkılarıyla dünyanın öbür ucundayken bile desteğini esirgemeyen yeğenim Zişan Kahya Basha’ya teşekkür ederim.
Yüksek Lisans yaptığım dönemde deneyimleriyle ve fikirleriyle büyük katkıları olan hocalarım; Sayın Prof. Dr. Tülin Polat’a, Sayın Doç. Dr. Selahattin Dilidüzgün’e, Sayın Doç. Dr. Necmettin Sevil’e, Sayın Doç. Dr. Alev Bulut’a teşekkür ederim.
Bu tezin hazırlanmasında büyük katkıları olan, değerli bilgi birikimini ve tecrübesini benimle paylaşarak önümde yeni ufuklar açan, beni cesaretlendiren değerli hocam Sayın Prof. Dr. Nilüfer Tapan’a teşekkürlerimi sunarım..
Dosyayı indirmek için aşağıdaki pencerenin herhangi bir yerine tıklayıp klavyeden CTRL+S tuşlarına basınız.
Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretiminde Sözcük Öğretimi Üzerine Bir Yöntem Denemesi
ÖNSÖZ
Sözcük bilgisinin, gerek iletişimde gerek anadili ediniminde gerekse yabancı dil öğretiminde-öğreniminde ne derece önem taşıdığı açıktır. En basit isteğimizden en karmaşık düşünce ve duygularımıza kadar ifade edeceklerimizi sözcüklerin
aracılığıyla iletiriz.Yabancı dil açısından sözcük öğretimi-öğrenimi bir yandan okuma, anlama, konuşma ve yazma becerilerinin gelişimiyle, diğer yandan sesletim, doğru yazma, dilbilgisi kurallarının bilinmesi ve kullanılabilmesiyle ilintilidir. Sözcük dağarcığını zenginleştirebilme bakımından özellikle metin incelemesi, dilbilgisi ve yazma çalışmaları sırasında gerçek ve mecaz anlamlı sözcükler, eşanlamlı ve karşıt anlamlı sözcükler, yazılışı aynı anlamı farklı sözcükler (sesteş sözcükler) ile deyim ve terimlerin kullanılışlarının edinimi/öğrenimi-öğretimi de ayrı bir uğraş gerektirmektedir. Bu bağlamda, sözcük öğretimi dil öğretiminde-öğreniminde çok yönlü ve kapsamlı bir alan olarak yerini almaktadır.
Ancak yapılan alanyazın taramasında yabancı dil olarak Türkçenin öğretiminde sözvarlığı çalışmalarına yeterince yer verilmediği görülmüştür. Bu çalışmalar, daha çok öğrencinin bireysel olarak yapması gereken çalışmalar olarak algılanmaktadır. Ders kitaplarında da “sözcük öğretimi”ne ilişkin etkinliklere yeterince yer verilmediği gözlemlenmektedir.
İnsanlar sözel olmayan pek çok beceri edinmelerinin yanında, zamanlarının büyük bir bölümünü sözel bellek ve sözel öğrenme için harcamaktadır. Sözel öğrenme kavramların uyarıcı ya da davranım olarak kullanımını gerektirmektedir. Sözel bellek ve öğrenme sonucunda ise dil oluşmaktadır. Dil, iletişim ve düşünme süreçleri için kullanılan, üzerinde uzlaşmalar sonucu ortaya çıkmış göstergeler bütünüdür. Bu göstergelerin büyük bir çoğunluğunu ise kavramlar oluşturmaktadır.
Anadili edinimi ve yabancı dil öğretiminde-öğreniminde öğrencilere bilişsel bir tasarruf olanağı sunan “kavramsal ulamlama”nın, sözcük öğretimine-öğrenimine katkısı büyüktür. Bu çalışmada da sözcüklerin ve kavramların bellekteki kalıcılıklarını sağlayabilmek için; söz konusu birimlerin birbirleriyle ilişkilendirilmiş, ulamlandırılmış görünümler sergilediği biçimleriyle sunumunun öğretim-öğrenim süreçlerinde etkililiğini ve verimliliğini artıracağı düşüncesi bu çalışmayı başlatan temel etmenlerden biridir.
Çalışmamız “Ulamsal Sözcük Öğretimi” yöntemiyle yabancı dil olarak Türkçeyi öğrenen bireylere başlangıç düzeyinde yer alan kavram alanlarını ve bu alanlara ilişkin alt kavramları daha kolay ve kalıcı bir şekilde öğretebilme amacını taşımaktadır. Ayrıca öğrenme, bellekte başladığından sözcük öğretiminde kalıcılığa ulaşılabilmesi için bellek ve süreçleri hakkında araştırma sonuçlarına da yer verilmiştir.
Bu çalışmanın yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde sözcük öğretimi alanına az da olsa katkı sağlamasını ve bundan sonraki çalışmalara yardımcı olmasını diliyoruz.
Dosyayı indirmek için aşağıdaki pencerenin herhangi bir yerine tıklayıp klavyeden CTRL+S tuşlarına basınız.
Betimleyici Metinlerin Dilsel Özellikleri ve Bu Tür Metinler Yoluyla Sözcük Öğretimi
Bu çalışmanın amacı, betimleyici metinleri ayrıntılı olarak incelemek, betimleyici metinlerin dilsel özelliklerini belirleyerek yabancılara Türkçe öğretimine yönelik sözcük öğretimi alanında malzeme hazırlamaktır. Bu amaç doğrultusunda betimleyici metinlerin içerdikleri dilsel yapılar incelenmiş ve betimlemenin işlevi, yöntemi ve diğer özellikleri kapsamlı olarak ele alınmaya çalışılmıştır.
Türkçenin yabancı dil olarak öğretimine betimleyici metinleri kullanarak malzeme hazırlayabilmek için yabancı dil öğretiminde metin seçimi ve metin kullanımı konuları ele alınarak değerlendirilmiştir. Uygulamaların belirli bir yaklaşım çerçevesinde gelişmesi için iletişimsel yaklaşım genel özellikleriyle sunulduktan sonra bu yaklaşımda metin kullanımına ve sözcük öğretiminin nasıl ele alındığına değinilmiştir.
Betimleyici metinlerin içerdiği dilsel yapıların incelenmesi sonucunda şu yapıları yoğun olarak kullandıkları belirlenmiştir: Niteleme sıfatları, yer belirten sözcükler, ad tümceleri, eksiltili tümceler ve ikilemeler. Bu yapılardan sözcük öğretimine uygun görülen niteleme sıfatlarına ve yer belirten sözcüklere ve betimleme nesnesinin kendi sözcüksel alanına yönelik, yabancı dil öğretiminde metin kullanım ölçütleri göz önünde bulundurularak ve iletişimsel yaklaşımın kullandığı teknikler kullanılarak malzemeler geliştirilmeye çalışılmıştır.
Dosyayı indirmek için aşağıdaki pencerenin herhangi bir yerine tıklayıp klavyeden CTRL+S tuşlarına basınız.
Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretiminde Kültürlerarası Etkileşim Odaklı Yaklaşım Uyarınca Metin Çalışmaları
“Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretiminde Kültürlerarası Etkileşim Odaklı Yaklaşım Uyarınca Metin Çalışmaları” adlı tez çalışmasında, Hakan YILMAZ tarafından yazılmış bulunan ve DİLMER’de ders kitabı olarak okutulan Türkçe Okuyorum 1, 2, 3 metin kitapları çerçevesinde yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde metinlerle kültürel öğelerin aktarımı irdelenmiştir.
Bu çalışma esnasında yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde kültüre etkileşim, kültür aktarımı, kültür aktarımı yöntemleri, metin sunuşları, metin alıştırma biçimleri üzerinde durulmuş ve metinlerle ilgili uygulama çalışmalarına yer verilmiştir.
Dosyayı indirmek için aşağıdaki pencerenin herhangi bir yerine tıklayıp klavyeden CTRL+S tuşlarına basınız.
Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretiminde Kullanılan Temel Düzey Ders Kitaplarının İçerik ve Şekil Yönünden İncelenmesi
Bu çalışmanın amacı, Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi alanında kullanılan ana ders materyali ders kitaplarının modern ölçütler ışığında içerik ve şekil yönünden incelenmesi ve olması gereken hususların ortaya konmasıdır.
Ders kitapları dil öğretiminde temel kaynak görevi üstlendiği için büyük bir öneme sahiptir. Öğretmenin ve öğrencinin en sık başvurduğu kaynak olan ders kitapları bu yüzden yanlışsız olmalı ve dilin en güzel örneklerini sunmalıdır. Bu kapsamda alanda en sık kullanılan temel düzey Türkçe ders kitapları; “Yeni Hitit Yabancılar İçin Türkçe Ders Kitabı 1”, “Gazi TÖMER Yabancılar İçin Türkçe 1” ve “Gökkuşağı Türkçe Ders Kitabı 1” öğretim setleri incelenerek betimsel bir çalışma yapılmıştır. Avrupa Dil Portfolyosu ve çağdaş dil öğretim kabulleri dikkate alınarak incelenen kitaplar, içerik ve şekil özellikleri bakımından birbirleri ile kıyaslanıp sonuçlar tablolaştırılarak analizler yapılmıştır. Kitap inceleme ölçütleri, alanda daha önce yapılmış olan çalışmalardan, öğretim ilke ve yöntemlerinden, Avrupa Dilleri Ortak Başvuru Metninden hareketle oluşturulmuştur. Yabancı dil öğretiminde kullanılan Türkçe, İngilizce ve Almanca ders kitaplarının incelenmesi neticesinde edinilen bulgular ışığında ders kitaplarının mevcut durumu, olması ve olmaması gerekenler öneri olarak sunulmuştur.
Bulgulardan hareketle incelenen kitapların kelime sayılarının ünitelere göre dağılımı grafikle gösterilmiştir. Daha sonra bu dağılım grafikleri bir tabloda birleştirilerek karşılaştırılmıştır. Ayrıca her kitabın ünite sırasına göre vermiş oldukları dil bilgisi yapıları incelenmiş ve üç kitabın dil bilgisi konuları bir tabloda birleştirilerek karşılaştırılmıştır. Yabancı dil olarak Türkçe öğreten bu kitaplarda Türk kültürünü yani hedef kültürü aktarmada eksik olan noktalar tespit edilmiş ve diğer dillerin ders kitaplarından hareketle önerilerde bulunulmuştur. İncelenen yabancı dil olarak Türkçe öğreten kitapların içermiş oldukları kusur ve eksiklikler tespit edilmiş ve bir tabloda bütünleştirilerek kıyaslanmış ve yorum yapılmıştır. Böylelikle kitaplar arasındaki uyumu inceleme imkânı bulunmuştur. Yabancı dil olarak Türkçe öğretimi alanında hazırlanmış ve kabul görmüş bir öğretim programı olmadığı için kitaplar da böyle bir programa göre hazırlanamamıştır. Bu durum kitapların bir programa göre değil belirlenen ölçütlere göre incelenmesini ve kıyaslanmasını elzem hâle getirmiştir. Bugüne değin alanda kullanılan materyallerin karşılaştırmalı olarak incelenmemiş olması bakımından bu çalışma büyük önem arz etmektedir. Araştırmalar sonucunda alanda birliğin ve belirli standartların yoksunluğundan kaynaklı materyallerin çok farklı yapılarda hazırlandığı tespit edilmiştir. Bu tespitler ve Avrupa Dil Portfolyosunda belirtilen ölçütlerden hareketle yeni hazırlanacak kitaplar için öneriler sunulmuştur.
Dosyayı indirmek için aşağıdaki pencerenin herhangi bir yerine tıklayıp klavyeden CTRL+S tuşlarına basınız.
Atasözleri ve Deyimlerin Yabancılara Öğretilmesinde Yöntem ve Teknikler
![]()
ÖZET
Dillerin kullanılmasında deyimlerin ve atasözlerin yeri çok önemlidir. Harflerin birleşmesiyle kelimeler; kelimelerin birleşmesi ile de oluşan cümlelerin içinde bir de kalıp sözler vardır ki, kullanılmasıyla dilin zenginliğini, anlatım gücünü gösterir. Konuşmalarını sık sık deyimlerle süsleyenler; ihtar ve dikkat çekmelerde ise atasözlerini kullananlarda ifade zenginliği görülmektedir.
Bu milletin; bölgesinde ve çevresinde çağlar boyunca medeniyetlere beşiklik etmesi, çağ açıp kapatması kültürel değerlerinin zenginliğindendir. Edebiyatta, sanatta kendine has değerler oluşturan, yasam tarzı örnek alınan bu milletin dili çok zengindir.
Deyimler ve atasözleri milletlerin hafızasını, yasam mücadelesindeki tecrübe birikimini, zenginliğini gösterir. Asırlarca nakış nakış islenen bu bilgi birikimi, çok değerlidir. Bu paha biçilmez hazinenin korunması, sonraki nesillere öğretilmesinde özen gösterilmelidir.
Kalıplaşmış bu sözlerin yabancılara öğretilmesi de ana dili öğretiminden farklı olmaktadır. Bu alanda yapılan yayınlar ve verilen dersler gözlenerek neticede üzerinde çok çalışılması gereken bir saha olduğu görülmüştür. Yabancılara öğretilmesinde kullanılacak yöntemler, teknikler ve öncelik sıralaması üzerinde çalışılmıştır.
Türkçe öğretiminde temel, orta ve ileri seviyelere göre kalıplaşmış sözlerin nasıl, ne kadar ve hangilerinin öğretilmesi gerektiği, örneklerle açıklanmıştır.
ÖN SÖZ
Türk tarihinde telli çalgıların, ney taksimlerinin yapıldığı mekânlarda, hoş sohbetlerde halk edebiyatı ürünlerinden istifade daha fazla oluyordu. İnsanlar bir araya toplanabiliyorlardı. Günümüzde ekonomik kaygılar, internet ortamı gibi etkenlerle insanlar daha da yalnızlığa itilmiştir. Aileler küçülmüş, çocuklar anne ve babasından başkasını görmez olmuştur. Eskiden çocuklar, geceleri kahramanlık, yiğitlik destanlarını duyarak uyur; gündüzleri de, dede ve ninelerin terbiyeleri ile büyürdü.
Halk edebiyatı ürünlerinden iyi bir şekilde istifade için kulak doygunluğu çok önemlidir. Bunun için de muhit önemlidir. Çevresinde edebiyatçılar bulunan bir birey mutlaka etkilenecektir. Sık sık veya haftalık kitap okuma seanslarının yapıldığı bir ortamda bulunan kişide bilgi kültür birikimi daha fazla olacaktır. Bu bağlamda ülkemize gelen yabancılar da kültürümüzün zenginliğine vurulur Türk asığı olarak ayrılırdı bu topraklardan. Günümüzde edebiyat ürünlerimizin çelimsiz, ilgisiz olmasından insanların gönlüne hitap edecek, gönüllerini besleyecek kaynaklardan yoksun olduklarından insani ilişkiler tarzanca hal ve hareketlerin ötesine geçmemektedir. Dolayısıyla nükteli sözler, bilgece sözler yaygın değildir.
Türkçenin yabancılara öğretilmesinin tarihi başlangıcı 11. yüzyıla, Kaşgarlı Mahmut’a kadar indirilebilir. Kaşgarlı Mahmut, “Divanı Lügatit Türk” adlı eserinde Araplara Türkçenin öğretilmesi konusunda bilgi vermektedir. Dil ile birlikte kültürün de verildiği eserde Türkçenin inceliklerine değinilmiştir.
Türkçenin yabancılara öğretilmesinin en yoğun öğretildiği dönem Kıpçak Türkçesi dönemidir. Mısır'a yerleşen Kıpçaklar zamanla idareyi ele geçirmesiyle Türkçe daha da önem kazanmıştır. Memlükler’in en önemli hükümdarı olan Sultan Baybars, Kırım doğumludur.
Cumhuriyet Devrine gelindiğinde ise 1990 yılında Sovyetlerin dağılımı neticesinde Orta Asya ülkelerine, sonra da bütün dünyaya yayılan Türk okullarının öncülüğünde Türkçe öğrenimi artmıştır. Aynı zamanda Türkiye’nin son dönemde ekonomik ve siyası istikrarı neticesinde Türkçe öğrenmek isteyen yabancıların sayısı büyük ivme kazanmıştır. Cumhuriyet dönemi dikkate alındığında Türk Tarihi boyunca yabancılara öğretilmesinin en yoğun olduğu dönem denebilir. Diğer diller arasında da Türkçe, önümüzdeki yıllarda en fazla öğrenilen dil olacağı düşünülmektedir.
Bu çalışmamızda atasözlerinin tanımları, özellikleri üzerinde teferruatlı durmayacağız. Bizim çalışmamız atasözlerini ve deyimleri anlatmak değildir. Bizim yegâne hedefimiz yabancılara hangi atasözlerini ve nasıl öğretileceği hususudur. Bu yüzden atasözlerinde ve deyimlerde yasayan/yasamayan, genel/yöresel, anlamları itibariyle birbirleriyle çelişenler gibi ayrıntılara girmeyeceğiz. Biçim ve kavram özellikleri üzerinde durmayacağız.
Edebiyatı, sanatı ve kültürel değerleriyle tarihin her devrinde ilgi odağı olan bir milletin dil hazinesi de zengin olacaktır. Türk Dilinde bulunan bu zengin elementlerin basında da deyimler ve atasözleri gelmektedir. Deyimler ve atasözleri dillerin sanat göstergesi olduğundan, bunların öğretimine özen gösterilmesi gerekmektedir.
Her biri milyonlarca insanın kullanımıyla nakış nakış islediği deyimlerimizin yabancılara öğretilmesi üzerinde duracağız. Özellikle konuşma dilinde sık sık kullandığımız deyimlerimizi ele alacağız. Elbette kelimelerin birinci anlamının dışında birçok anlama gelen ve soyut kavramlar olduğu için deyimlerin öğretimi normal kelime öğretiminden farklı olması gerekmektedir. Günümüzün modern dillerinin öğretiminde uygulanan yöntem ve teknikler de göz önünde bulundurularak, temel seviye ve orta seviyede öncelikli verilmesi gereken deyimler ele alınarak, bunların öğretiminde uygulanması gereken yöntem ve teknikler üzerinde durulacaktır.
Dosyayı, aşağıdaki pencerenin herhangi bir yerine tıklyarak CTRL+S tuşlarına basarak indirebilirsiniz.


