Ne aramıştınız?

Sayfalar
Haber ve Duyurularda
Dosya ve Görsellerde
Kültür Köşesinde
Videolarda
Akademik Kategorilerde
Akademik Yazılarda
Arama - Haber Kaynağı
Arama - Etiketler
Selçuk DOĞAN

Selçuk DOĞAN

Ankara’da doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Ankara’da tamamladı. Gazi Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği Bölümünü bitirdi. Yüksek lisansını Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminde kullanılan zenginleştirilmiş kitaplar üzerine tamamladı. 2011-2021 yılları arasında Yunus Emre Enstitüsünde materyal geliştirme, proje koordinatörü ve strateji geliştirme uzmanı olarak çalıştı. Enstitünün faaliyet gösterdiği Romanya, Gürcistan ve Afganistan başta olmak üzere çeşitli sürelerle 20’ye yakın ülkede görev yaptı. 2021 yılında Yozgat Bozok Üniversitesi Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde öğretim görevlisi ve müdür yardımcısı olarak görev başladı. Çeşitli programlarda “Teknoloji Tabanlı Dil Öğretimi” seminerleri veren Doğan, evli ve 2 çocuk babasıdır.

Web sitesi adresi: https://www.selcukdogan.com.tr

Almanya’da yeni nesillerin yaşadığı Türkçe sorunu giderek büyüyor. Uzmanlar, gidişata “dur” denilmemesi halinde 20-50 yıl sonra Türk toplumunda Türkçe konuşan kimsenin kalmayacağında birleşiyor. Köln’deki Anadil Türkçe Çalıştayı’nda bir araya gelen uzmanlar ve STK temsilcileri dini ve milli kimliğin korunmasında anahtar rol oynayan anadil sorununu çözmek için çözüm teklifleri üzerinde durdu.

 

Köln’de düzenlenen Anadil Türkçe Çalıştayı, Almanya’daki Türk toplumunun anadilini hızlı bir biçimde kaybetmesini masaya yatırdı. Uluslararası Kalkınma ve İşbirliği Derneği (UKİD) ve Türkçem Anadilim Geleceğim (TAG) Ana Dil Türkçe Koordinasyon Kurulu’nun birlikte düzenlediği çalıştayda, yeni nesillerin Türkçeyle ilgili sorunları tespit edildi, çözüm için yol haritası çıkarıldı.

 

TÜRKÇE 50 YIL SONRA YOK OLACAK

 

Çalıştayda daha çok Almaya’daki Türk toplumunun kimliğini devam ettirmesi ile ilgili çok düşündürücü sonuçlar paylaşıldı. “Almanya’daki anadil Türkçe eğitiminin şu anki durumu” adlı kapsamlı araştırmasını tanıtan Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Cemal Yıldız, “Türk çocukları, Türkçenin Almanya’da 50 yıl içinde yok olup gideceğini haber veriyor.” dedi.

 

TÜRKÇE’Yİ KURTARMAK İÇİN KRİTİK EŞİKTEYİZ

 

TAG’ın kurucusu STK’lardan İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) temsilcisi Ramazan Başlık ise, Türkçenin korunması ile ilgili çalışmalarda çok geç kalındığını söyledi. Başlık, “50 yıldır ilk defa bu kadar geniş katılımlı şekilde bir araya geliyoruz. Avrupa’da Türkçe konusunda çok kritik bir noktadayız, artık kendi çocuğuyla anlaşamayan ailelerle karşılaşıyoruz.” dedi.

 

TOPLUM YÜKSELDİKÇE TÜRKÇE’NİN PRESTİJİ ARTACAKTIR

 

Çalıştaya katılan Yunus Emre Enstitüsü (YEE) Başkanı Prof. Dr. Hayati Develi ise, Almanya’da Türkçenin mutfak diline dönüştüğünü dile getirdi. Develi, dilin prestijinin toplumun prestijine bağlı olduğunu belirterek, “Toplum olarak yükselttikçe Türkçenin prestiji de artacaktır.” dedi. Prof. Dr. Develi, Berlin, Köln ve Frankfurt’ta kütüphaneleri olan YEE şubeleri açacaklarını kaydetti.

 

CAMİLER BÜYÜK TÜRKÇE HİZMETİ VERİYOR

 

Yöneticiliğini UKİD Genel Sekreteri Şefik Kantar’ın yaptığı çalıştayda TAG’daki STK’lar adına ilk konuşmayı yapan DİTİB Sözcüsü Dr. Bekir Alboğa da, DİTİB’e bağlı 900′ün üzerinde caminin Türkçenin korunmasında sahip olduğu potansiyele dikkat çekti.

 

“900 cami, 900 dersanelik demek. Camilerimiz büyük bir Türkçe hizmeti veriyor ama bunun kalitesini arttırmalıyız” diyen Alboğa, ulaşılamayan çocukların ise asimilasyon tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.

 

DİTİB sözcüsü, “Keşke bu toplantı 15 yıl önce yapılsaydı. Almanya’da Türk cemaati olarak namaz aralarında boş olan 2 bin camimiz var, bunları iyi değerlendirmeliyiz.” dedi.

 

CAMİLER 600 BİN TÜRK ÖĞRENCİNİN YÜZDE 20′SİNE ULAŞIYOR

 

İslam Kültür Merkezleri’nden (VIKZ) Erol Pürlü ise, Almanya’da 600 bin civarında Türk öğrenci olduğunu, ancak camilerin bu öğrencilerin azami yüzde 20′sine ulaştığını söyledi.

 

ATİB Genel Başkanı İhsan Öner de konuşmasında, sivil toplum örgütlerinin bu sorunu çözecek güce sahip olmadığını, sorunun çözümünde devletin rol alması gerektiğini vurguladı.

 

ALMANCASINI ENGELLER DİYE ÇOCUĞUNU  TÜRKÇE DERSİNE GÖNDERMEYENLER VAR

 

Almanya Türk Öğretmen Dernekleri Federasyonu’ndan (ATÖF) Nilüfer Barlas, anadil Türkçe dersine katılan Türk öğrencilerin yüzde 20′lerde kalmasının sebebinin velilerin Almancayı Türkçeden daha önemli görmesine bağladı. Barlas, “Araştırmalar tersini söylese de, anne babalar Türkçe dersine kayıt yaptırmanın Almanca öğrenmeye engel olacağını düşünüyor.” dedi.

 

Bu gidişata bir dur denilmesi gerektiğini belirten KRV Veli Dernekleri Federasyonu FÖTEV’den Ercan Gürer de, aksi takdirde 20 yıl sonra Almanya’da Türkçe konuşan kimsenin kalmayacağı uyarısında bulundu.

 

DİNİ KORUMANIN YOLU DİLİ KORUMAKTAN GEÇER

 

Anne-babalara seslenen UETD Başkanı Süleyman Çelik, dini kimliği korumanın anadili korumaktan geçtiğini belirten açıklamalarda bulundu. Çelik, “Aileler dil konusunda duyarlı olmalı, dil olmayınca dini de unuturuz.” dedi. Prof. Dr. Nihat Öztoprak da “Dini öğrettiğiniz dilde o dinin terminolojisi yoksa o eğitim eksik kalır.” diyerek kimliği oluşturan birçok konunun dille alakası olduğunu gösterdi.

 

ÇOCUKLAR TÜRKÇE DERSİNİ DEĞİL, TÜRKÇE ÖĞRETMENİNİ SEVİYOR

 

Çalıştayda Almanya’daki Türkçe öğretmenlerinin durumu da görüşüldü. Prof. Dr. Cemal Yıldız, Türk öğrencilerin Türkçe öğretmenlerini Alman öğretmenlerinden daha çok sevdiğini, ancak dersin yapılma yönteminden memnun olmadığını aktardı. Prof. Dr. Yıldız, Türkçe derslerine katılımın yüzde 20′lerde kalmasının vahim bir durum olduğuna dikkat çekti.

 

TÜRKÇE EROZYONUNA KARŞI BİLİNÇ GELİŞMELİ

 

Çalıştayın sonunda çözüm için başta kurumsallaşma olmak üzere TAG’ın yapacakları sıralandı, hocalar ekibi Türkçe için müfredat ve materyal çalışmasına katkı yapacaklarını bildirdi.

 

Yapılması gerekenler arasında Türkçe erozyonuna karşı ailelerde farkındalık oluşturulması, Türkçe ders ve kurslarının cazip hale getirilmesi, ailelere mektup yazılması, kahvehane ziyaretleri, camilerde ve televizyonlarda konunun ele alınması, kamu spotlarının yayınlanması, STK’larda Türkçe kursları ve bunlar için öğretmen temini, TAG ekibinin Başbakan Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı ve TRT yönetimini ziyaret etmesi sıralandı.

 

ZİVER ERMİŞ / KÖLN

 

Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye ile ilgili akademik çalışmaları artırmak için, dünyadaki çeşitli üniversite ve kurumlarla iş birliği anlaşmaları yapıyor. Dokkyo Üniversitesi ile iş birliği protokolü imzalanarak bunlara bir yenisi daha eklendi.

Protokol, Yunus Emre Enstitüsü adına Telat Aydın ile Dokkyo Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İnui Tadashi tarafından imzalandı. Protokol çerçevesinde Üniversitede Nisan 2013’ten itibaren Türkçe dersleri seçmeli ders olarak verilecek. Ayrıca iki kurum iş birliğinde çeşitli etkinlikler düzenlenecek.

Dokkyo Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İnui Tadashi Türkçe’nin üniversitelerinde seçmeli ders olarak verilecek olmasından dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek Yunus Emre Enstitüsü’ne teşekkürlerini ifade etti. Ural Altay dil ailesine mensup Asya’nın en doğusu Japonya ile Asya’nın en batısı Türkiye arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla üniversite olarak her türlü desteği vereceklerini belirtti.

Tokyo Yunus Emre Türk Kültür Merkezi Müdürü Telat Aydın Dokkyo Üniversitesi’nde Türkçe’nin seçmeli ders olarak üniversite müfredatına konulmasından dolayı başta Rektör Prof. Dr. İnue olmak üzere Dekan Prof. Dr. İjima ve ilgili şahıslara şükranlarını ifade etti. Türkiye’ye dolayısıyla Türkçe’ye olan ilginin dünyada her geçen gün arttığını, Ortadoğu, Ortaasya, Balkanlar ve Afrika’da Türkiye ile birlikte yatırım yapmak isteyen Japon şirketlerinin son yıllarda basında finansa kadar çeşitli sektörlerde Türkiye’de ofis açtıklarını ve bu durumun Japonya’da Türkçe’ye olan ilginin giderek artacağının bir göstergesi olduğunu ifadelerine ekledi.

Uluslararası İlişkiler Fakültesi Dekanı Prof. İjima Kazuhikoise Türkçe’nin gramer özelliğinden dolayı Japonlar için öğrenilmesi kolay bir dil olduğuna inandığını, Türk-Japon ilişkilerinin geliştirilmesinin sadece iki ülke için değil dünya için önem arzettiğini söyledi. Prof. İjima, Yunus Emre Türk Kültür Merkezi’nin 2012 yaz döneminde üniversitelerini ziyaret etmelerinden kısa bir süre sonrasında işbirliği protokolünün hayata geçirilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Dokkyo Üniversitesi

Dokkyo Üniversitesi, 1883 yılında Alman Araştırma Enstitüsü olarak kurulmuş olup, uluslararası platformda faaliyet gösterecek nitelikli insan yetiştirmeyi amaçlaması ve özellikle dil eğitimine ağırlık vermesi ile tanınmaktadır. İngilizce başta olmak üzere Almanca, Fransızca, İspanyolca gibi 14 yabancı dil eğitimi verilmektedir. Üniversite müfredatına Nisan 2013 akademik takvim ile beraber Yunus Emre Enstitüsü işbirliğinde Türkçe dersleri de eklenmiş oluyor. Saitama şehrindeki Üniversite kampüsünde Yabancı Diller Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Fakültesi, İktisat Fakültesi ve Hukuk Fakültesi bulunuyor.

2013/2014 eğitim-öğretim yılı Türkçe ve Türk Kültürü Dersleri kayıt başvuru formları Bavyera Eyaleti Eğitim Bakanlığı tarafından tüm okullara gönderildi.

 

Derse çocuğunu kayıt ettirmek isteyen velilerin, dilekçeyi okul idarelerinden temin edip doldurarak yine okul idarelerine teslim etmeleri gerekiyor.

 

Bavyera eyaletinde Münih merkezi hariç 220 noktada Türkiye’den seçilen öğretmenler ilkokul, Hauptschule, Realschule ve Gymnasium okullarında Türkçe dersleri veriyor.

 

Anadilin büyük bir zenginlik olduğunu belirten uzmanlar, bu şekilde insanın kendine olan güveninin artacağını, kişiliğinin ve zekâsının gelişeceğini, okulda ve işte daha başarılı olacağını belirtiyorlar. Bir kişinin anadilini öğrenmesiyle kendi kültür, tarih ve vatandaşlık hak ve sorumlularını daha iyi öğrendiği konusunda da uzmanlar hemfikir.

 

Almanya gibi bir ülkede Türkçeyi iyi derecede öğrenmenin çok yönlü ekonomik ilişkiler kurmaya fayda sağladığının ve bazı işyerlerinin özellikle Türkçe bilen eleman aradıklarının altı çizildi.

 

Öğrenciler Türkçe derslerinde kendi dilini ve kültürünü tanıyacak, yazılı ve sözlü ifade kabiliyetini geliştirecek, tarih ve coğrafya, çağdaş edebiyat, vatandaş hak ve sorumlulukları, bayramlar, önemli günler, gelenek ve göreneklerimizi öğrenecek.

 

Perşembe, 21 Mart 2013 07:15

Yabancı gelinler Türkçe öğreniyor

İzmir'de yaşayan Alman, Polonyalı, Ukraynalı, Rus, Sibiryalı, Kazakistanlı, Somalili, Çinli 30 yabancı gelin Türkçe öğrenmek, toplumla kaynaşmak için dirsek çürütüyor.

Konak Belediyesi bir ilke daha imza atarak 'Önce İnsan' demeye devam ediyor. Türklerle evlenen yabancı uyruklu kadınlara Basmane Semt Merkezi'nde Türkçe kursu veriliyor. Alman, Polonyalı, Ukraynalı, Rus, Sibiryalı, Kazakistanlı, Somalili, Çinli olmak üzere toplam 30 kursiyer Türkçe öğrenmeye geliyor. Öğretmen Özge Yurtseven İzmir'de yaşayan yabancıların Türkçe kursuna çok büyük ilgi gösterdiğini belirterek, "10-15 yıldır İzmir'de yaşayıp da grameri yeterli olmayan da var, yeni gelen de. Hepsi evlenip İzmir'e yerleşmişler. Çok hevesliler. Bu da öğrenmelerini kolaylaştırıyor" diye konuştu. 

Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan kadınları kutlayarak, "Türkiye'de ilk kez yabancılara Türkçe kursu açan yerel yönetim olduk. İlgiden gördük ki doğru karar vermişiz. Çok fazla talep oldu. Nisan ayında birinci kuru bitirenlere sertifika vereceğiz. Kursun devamı gelecek" dedi.

ABD'nin New York şehrinde yaşayan 16 yaşındaki Timothy Doner, Türkçe dahil 20 dili konuşabiliyor.

16 yaşındaki Tim isimli genç kendisini tam 20 farklı dilde ifade edebiliyor. Tim'in 20 dilde konuştuğu videosu Youtube'da yüzbinlerce kez izlendi.
Ana dili İngilizce olan ve okulda Fransızca, Latince ve Çince de öğrenen Yahudi genç, 2009'da İbraniceye başlamış. Ardından benzer bir dil olan Arapçaya "dalan" Doner'ın öğrenme aşkı, sırasıyla şu dillerle devam etmiş: Rusça, İtalyanca, Farsça, Svahili (Orta Afrika), Endonezyaca, Hintçe, Ojibve (Kuzey Amerika yerlileri), Peştunca, Türkçe, Hausa (Çad), Yiddiş, Felemenkçe, Hırvatça, Almanca.
1 haftada Arapçayı söktü
New York Times'ın haberine göre Arapça alfabeyi dört günde, akıcı bir şekilde okumayı bir haftada öğrenen Doner, bir "hiperpoliglot". Yani çok fazla sayıda dili hızla öğrenip konuşabiliyor. Sadece bilgisayar yardımıyla ve yaz kurslarına giderek bunca dili öğrenebilen bu yetenekli insanların işlerinin internet sayesinde artık daha da kolaylaştığı belirtiliyor.
Matematikle aram kötü
Sondan eklemeli dilleri merak ederek Türkçeyi öğrendiğini söyleyen Doner, "İnsanların normal olmadığımı düşünmesini istemiyorum. İnek bir öğrenci değilim. Matematiğe motive olamıyorum. Bu, stresle başa çıkmanın bir çeşit yolu" dedi.

Salı, 05 Mart 2013 12:57

Londra’da Türk Edebiyat Şöleni

Türkiye’nin Odak Ülke (Market Focus Country) olarak katılacağı 2013 Londra Uluslararası Kitap Fuarı dolayısıyla düzenlenecek etkinliklerden ikincisi Londra Yunus Emre Türk Kültür Merkezinde gerçekleştirildi.

Programa, roman, öykü ve deneme türlerinde eserler veren Hikmet Temel Akarsu konuşmacı olarak katıldı.

Yazarın özgeçmişini anlatan kısa bir kliple başlayan programda Akarsu, dinleyicilere, yazılarından ve eserlerinden bilgiler sunarak hem Türkçe hem de İngilizce okumalar yaptı. Yazar daha sonra, “West End Kızları” adlı kısa hikâyesinin internet klipini katılımcılarla paylaştı. “Ana dilde yazılmış edebiyat daha lezzetlidir” diyen Akarsu, kendi edebiyat dünyasından anekdotlar aktararak programa katılan edebiyatseverlere keyifli anlar yaşattı.

Hikmet Temel Akarsu

Hikmet Temel Akarsu, 1960 yılında Gümüşhane’de doğdu. Yüksek öğrenimini İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesinde yaptı. Roman, çocuk romanı, öykü, anı, hiciv, deneme, eleştiri türünden birçok eser verdi. Eserlerinden bazıları: Kayıp Kuşak, İstanbul Dörtlüsü ve Ölümsüz Antikite, Güzelçamlı’nın Kayıp Panteri

Pazar, 03 Mart 2013 14:58

Japonya’da Türkiye Fuarı

Japonya’nın perakendecilik sektörünün önde gelen kuruluşlarından olan Seven Holdings’te, 20-24 Şubat 2013 tarihleri arasında Türk ürünlerinin tanıtımının ve satışının yapıldığı Türkiye Fuarı düzenlendi. Ürün satışının yanı sıra Türk kültürü tanıtımının da yapıldığı fuarda Tokyo Yunus Emre Türk Kültür Merkezi, ziyaretçileri Türkiye hakkında bilgilendirdi.

Alışveriş merkezi alanında kurulan sahnede saz, keman ve darbuka eşliğinde gerçekleştirilen Türk müziği konserinde ise Japonya’da meşhur olan “Üsküdar’a Giderken” şarkısı gelen ziyaretçilerden büyük ilgi gördü.

Fuar kapsamında 23 Şubatta düzenlenen törende, Türkiye Cumhuriyeti Tokyo Büyükelçisi Serdar Kılıç ve diğer ilgililer konuşma yaptı. Büyükelçi Kılıç, Türkiye’nin geniş kapsamlı olarak tanıtılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek Türkiye’ye olan ilginin devam etmesini diledi.

Törenin devamında, ziyaretçiler arasından çekiliş yapıldı; çekilişte ismi çıkan şanslılara Tokyo Yunus Emre Türk Kültür Merkezinin hazırladığı hediyeler, Büyükelçi Kılıç tarafından takdim edildi.

Fuar alanında, Türkiye’den ithal edilen gıda ve tekstil ürünleri ile porselen mutfak malzemeleri gibi birçok ürünle birlikte oya, çini gibi el sanatı ürünler de sergilenerek satışı yapıldı.

Cuma, 01 Mart 2013 09:36

Rus gelinlere Türkçe kursu

Rusça konuşan ülkelerden evlilik sebebiyle gelerek Adapazarı’na yerleşen 16 yabancı bayana yönelik Adapazarı Halk Eğitim Merkezi’nde “Türkçe Öğrenme Kursu” açıldı.
Kursa katılan yabancılar en iyi şekilde Türkçe öğrenebilmek için derslerde büyük özveride bulunurken, kurs öğretmenleri Sakarya’ya yerleşen yabancıların Türkçe’yi öğrenme konusunda azimli olduklarını belirttiler. Halk eğitim bünyesinde açılan tüm kursları ziyaret eden Adapazarı Halk Eğitim Merkezi Müdürü Yalçın Cincorop, yabancılar için açılan Türkçe Öğrenme Kursu’nun başarıyla devam ettiğini belirtirken,

Adapazarı ilçesi genelinde vatandaşların talep ettiği tüm alanlardaki kursları açabilmek için büyük çaba gösterdiklerini belirtti.

imageSARAYBOSNA "Türkçe ve Uzaktan Eğitim Merkezi", Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'daki Uluslararası Burç Üniversitesi bünyesinde açıldı.

Uluslararası Burç Üniversitesi (IBU) Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Padem, açılışta yaptığı konuşmada, IBU ve Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) işbirliğiyle açılan merkezin, fonksiyonu yüksek bir birim olduğunu söyledi.

Türkiye'nin, Bosna Hersek'e ilgisinin sürekli geliştiğini ifade eden Padem, şunları kaydetti:

"Bu ilgi, sadece turizmle sınırlı değil. Dilimizin burada öğretilmesi ve kullanılması konusunda da ciddi çalışmalar var. Şu aşamada, Bosna Hersek'teki ilköğretim ve liselerde toplamda 60 kadar Türkçe öğretmenimiz Bosnalı çocuklarımıza eğitim veriyor. Başta öğretmenlerimizin kendini geliştirmesi ve Türkçe gündemi takip edebilmeleri adına böyle bir sistem kurmayı düşündük. Merkez, herkesin erişebileceği, Türk kültürüyle ilgili araştırma yapabileceği, ders alabileceği ve video konferans yöntemiyle ulaşabileceği interaktif bir merkez olarak tasarlandı."

Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Hayati Develi de Balkanlarda, Orta Doğu'da ve Orta Asya'da pek çok insanın ortak dil, kültür ve tarih mirasını paylaştığını belirterek, "Bu ortak mirası geliştirmek ve ileride dünyanın daha barışçıl, daha huzurlu ve demokratik bir gezegen olmasına yardımcı olmak için faaliyetlerimizi sürdüreceğiz" dedi.

Türkçe öğretiminin ciddiyetle yapılması gereken bir iş olduğunu vurgulayan Develi, merkezin Türkçe'nin doğru şekilde öğretilmesi konusunda önemli bir işlevi yerine getireceğini belirtti.

Çarşamba, 20 Şubat 2013 09:15

78 öğretmen atandı

Özür durumuna bağlı yer değiştirmeler sonucunda bin 135 öğretmenin tayininin çıktığı Van, Muş, Hakkari ve Bitlis'e 78 öğretmen atandı.

Eğitim kurumlarında görevli öğretmenlerin, iller arasında eş ve sağlık durumu ile genel ve özel hayatı olumsuz etkileyen nedenlere bağlı yer değişikliklerinin Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından 8 Şubat'ta sonuçlanan atamalar, dört ilde öğretmen açığı yaşanmasına neden oldu.

Van'da 518, Muş'ta 249, Hakkari'de 220 ve Bitlis'te 148 öğretmenin başka illere gittiği atamalarda Van'a 39, Muş'a 17, Hakkari'ye 2, Bitlis'e 20 olmak üzere 78 öğretmen tayin edildi.

İl milli eğitim müdürlükleri atamaların ardından oluşan açığı kapatmak için dönem sonuna kadar ücretli ve ek ders karşılığı öğretmen görevlendirmelerine başvuruyor.

Ailemize siz de katılın!

Bilgilerinizin 3. şahıslarla paylaşılmayacağını taahhüt ederiz.
Sitede bulunan hiçbir içerik Uluslararası Kültür, Dil ve Edebiyat Derneğine ait değildir. Bütün içeriklerin sorumluluğu paylaşan ziyaretçilerimize aittir. Sitemizin, paylaşılan içeriklerin içeriğinde bulunan hiçbir bilgiden sorumlu tutulamaz. Sitemizde içerik paylaşanlar, paylaştıkları içeriklerin içerisinde bulunan her türlü materyalin telif haklarının kendilerine ait olduğunu beyan etmiş sayılırlar. İçeriklerle ilgili bütün sorumluluk içerik sahiplerine aittir. Bu durumlardan Uluslararası Kültür, Dil ve Edebiyat Derneği ile sitemiz görevlileri sorumlu değildir. Sitemizdeki içeriklerin herhangi birisi size ait bir telif hakkını ihlal ettiğini düşünüyorsanız bunu [email protected] adresinden bize bildirebilirsiniz.